ADEM İLK İNSAN MIDIR

ADEM İLK İNSAN MIDIR !!! İnsanlık ensest olarak mı çoğaldı !!! Aslında Kuran bize ne diyor?Fotoğraf açıklaması yok.KURAN’DA ÇELİŞKİ VEYA HATA YOKTUR, ASIL HATA; HURAFELERİ, UYDURMALARI KURAN’IN İÇİNE EKLEYEREK BOZMAYA ÇALIŞMAKTIR.

Adem’in çocuklarının ensest ilişkisi; Sümerlerden, yahudiliğe, yahudilikten hristiyanlığa, hristiyanlıktan da maalesef islam’a atalar dini olarak geçmesinden kaynaklanmıştır. Kuran’ın bu anlamda kesinlikle bir anlatımı bulunmamaktadır. Bu Allah’ın söylemediği bir şeyi Allah’a söyletmeye çalışmaktır..

 

NASIL OLDUĞUNA KELİME KELİME BAKALIM..

 

Bakara Suresi 30.Ayet, insan yaratmaya değil Halife var etmeye, seçmeye işaret etmektedir. Bunun altını çizelim.. Çünkü Allah kelimelerinde ve anlamlarında hata yapmaz. Yani Allah’ın söylemediği bir şeyi biz Allah’a söyletmeye çalışmayalım. Kelimelerin hakkını vererek anlamaya çalışalım.

 

“Hani, Rabbin meleklere, “BEN YERYÜZÜNDE BİR HALİFE VAREDECEĞİM” demişti. Onlar, “Orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi varedeceksin? Oysa biz sana hamd ederek daima seni tesbih ve takdis ediyoruz.” dediler, Allah da, “Ben sizin bilmediğinizi bilirim” dedi.”

Melekler bu soru ile insanların varlığının farkındaydılar.. İnsanlar henüz olmamış olsaydı bu tarz bir soruyu sormaları çokta mantıklı olmazdı..

Yani insan topluluk olarak zaten vardı, zekâsı ve aklıda vardı ama kan döküp bozgunculuk yapıyorlardı. Allah Âdem’i seçti ve yeryüzünde halifesi olarak özel bir yaratmayla var etmiştir. İlk insan değil ama ilk halife, ilk peygamber, ilk yönetici, insanlara adaleti ve yol gösterici ilk kişi vs yani kısaca yoldan çıkmış ilk toplumlara ilk peygamber olarak seçilmiş ve varedilmiştir. Burada en önemli bir diğer kısım da “ruhumdam üflediğim” zaman secdeye kapanın emridir.

 

Sad 72- “Onu şekillendirip (insan şekline getirdiğimde) ve Ruhumdan ona üflediğimde (ise); derhal ona secdeye (Bir tapınma değil bir destek olmadır) kapanın.”

 

76/İNSÂN (DEHR) 1:
İnsanın üzerinden, henüz “anılmaya değer bir şey” değilken, uzun bir zaman geçmedi mi?

 

Burada da insan anılmaya değer bir şey değilken ruhundan üfleyerek insanı anılmaya değer bir varlık kılıyor ve insan önce bu ruh’un farkında olması gerekiyor.. O an yeryüzünde olan “beşer (aklı ve iradesi sınırlı olan)” olarak yaratılmış ama insan formunda görünen varlıkların ruh üflendiğinde değer kazandığını yani ruh üflendiğinde insanı insan eden özellikler ile donatıldığını görüyoruz. Beşer ile İnsan arasında bir fark vardır ve olmasaydı iki farklı isim kullanmazdı..

 

Şimdi burada ki dikkat edilmesi gereken anlam ve mana. Melekler (Beşer formunda olan) insanları biliyorlardı, kan döküp bozgunculuk yaptıklarından dolayı halife olarak var edilenin birinin daha kötü işler yapacağını düşündüler ve böyle bir atama ile daha yüksek bir yetki ile donatıldığında daha çok kan döküleceğini düşündüler, Allah’a bu sebeple o soruyu sordular. İyi ama İblis neyi göremedi.. İblis çamurdan yaratılmış bir varlığı gördü fakat insana üflenen RUHU maalesef görmedi ve kendisinin ateşten yaratılarak daha üstün olduğunu düşündü.. Peki günümüzde insanlar bu düşünceden farklı mı? Hayır insanların da çoğu aynı şekilde bir bedenlerinin ve bu bağlamda akıllarının olduklarını görüyorlar ama ruhlarının farkında değiller. Ruh insanı ilime, bilime, ahlaka, doğruya ve hakka hakikate götürecek olan Allah’ın bir desteğidir. Yazı çok uzun tutmaması için bununla ilgili “Ruh’ul” ile geçen ayetleri bakınız..

 

Ayrıca: Bakara suresinde “yaratacağım” diye geçen meal tam manası ile doğru değildir. Arapçada “helage= genel anlamı ile yoktan yaratmak demektir” ama bakara suresinde bu tabir için “ceale” kelimesi kullanılmıştır. Ceale = Cealün’de yaratmaktan ziyade varetmek, seçmek, kılmak ama daha çok atama, bir üst kademeye çıkarma ve burada en önemlisi “Halife” olarak varetme anlamındadır. İlk insanın değil “ilk halifenin” insanlara yön verip, onlar arasında adaleti sağlayan ilk yönetenin varedilmesidir.

 

Ve iz kâle rabbuke lil melâiketi innî câilun fîl ardı halîfeh(halîfeten), kâlû e tec’alu fîhâ men yufsidu fîhâ ve yesfikud dimâ(dimâe), ve nahnu nusebbihu bi hamdike ve nukaddisu lek(leke), kâle innî a’lemu mâ lâ tâ’lemûn(tâ’lemûne).

 

1. ve iz kâle : ve demişti
2. rabbu-ke : senin Rabbin
3. li el melâiketi : meleklere
4. innî : muhakkak ki BEN
5. câilun : kılan, yapan, yapacak olan, KILMAK
6. fî el ardı : YERYÜZÜNDE
7. halîfeten : HALİFE
8. kâlû : dediler
9. e tec’alu : kılacak mısın, yapacak mısın
10. fî-hâ : orada
11. men : kimse, kişi (birisi)
12. yufsidu : fesat çıkarır, bozgunculuk yapar
13. fî-hâ : orada
14. ve yesfiku : ve (kan) akıtır, (kan) döker
15. ed dimâe : kan
16. ve nahnu : ve biz
17. nusebbihu : tesbih ediyoruz, yüceltiyoruz,
18. bi hamdi-ke : seni hamd ile, hamdinle
19. ve nukaddisu : ve takdis ediyoruz, mukaddes
20. leke : seni
21. kâle : dedi
22. innî a’lemu : muhakkak ki ben bilirim
23. mâ lâ tâ’lemûne : sizin bilmediğiniz şeyleri

 

Allah, Nisa Suresi 23. ayette x kişiyi emziren süt anne ve süt kardeşle evliliği yasaklayan Allah ensest ilişkiye mi onay verecek!!! Güzel ahlakı emreden Allah ahlaksızca bir ilişkiyi mi uygun görecek, hiç düşünmüyor musunuz.. Haşa Allah’ın başka insanlar yaratmaya gücü ve bilgisi yokta bu hayasızlığa mı müsade edecek..

 

Araf 7: Onlar, ‘çirkin bir hayasızlık’ işlediklerinde: “biz atalarımızı bunun üzerinde bulduk. Allah bunu bize emretti” derler. De ki: “Şüphesiz Allah, ‘çirkin hayasızlıkları’ emretmez. Bilmediğiniz bir şeyi Allah’a karşı mı söylüyorsunuz?”

 

Nisa Suresi 23: Sizlere anneleriniz, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, erkek kardeşlerin kızları, kız kardeşlerin kızları, sizi emziren (süt) anneleriniz, süt kız kardeşleriniz, kadınlarınızın anneleri ve kendileriyle (gerdeğe) girdiğiniz kadınlarınızdan olup koruyuculuğunuz altında bulunan üvey kızlarınız -onlarla gerdeğe girmemişseniz, size bir sakınca yoktur-, sizin sülbünüzden olan oğullarınızın eşleri ve iki kız kardeşi biraraya getirdiğiniz (evlilik) haram kılındı. Ancak (cahiliyede) geçen geçmiştir. Şüphesiz, Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.

 

Araf 28: Kötü (çirkin) bir şey yaptıkları zaman: “Babalarımızı onun üzerinde bulduk (onlardan böyle gördük) ve Allah onu bize emretti.” dediler. (Onlara şöyle) de: “Muhakkak ki; “Allah, kötülüğü, çirkinliği emretmez” Allah’a bilmediğiniz bir şeyi mi söylüyorsunuz?”

 

Araf 28: de görüldüğü gibi “Allah, kötülüğü, çirkinliği kesinlikle ve kesinlikle emretmediği gibi kötülük ve çirkinlik üzerine bir sistem yaratmaz.” Bu türemiş olan kötülükten, temizlenmiş ve arınmış bir öz’e dönüştür. Kısaca bu dünya yaşamı kötülerle iyilerin savaşıdır. Şeytanlarla insanların savaşıdır ve insanlar bu savaşta farkında olanlar ve iman edenler için yalnız bırakılmamıştır.. Her daim Allah’ın yardımı ile meleklerle, peygamberler, kitaplar ve Musa’ as kıssası, Süleyman as kıssasında geçen ilim sahibi bilinen bilinmeyen bu amaca dair tüm varlıklar gibi daha niceleri ile desteklenmektedirler. Bu sebeple insan iyilik ve kötülük olan bu iki seçenekten birini seçmek zorundadır. Ya Allah’ın vaat ettiği şekilde yaşarız yada aklının ve ruhunun farkına varmayıp, düşünmeden körü körüne zevklerimizin, cehaletimizin bize sunduklarıyla oyun ve eğlencelere dalarız.

 

Sonuç olarak, kötülükten kurtuluşa çıkmanın tek klavuzu vardır, oda Kuran’ı Kerim’in anlam ve manasına göre yaşamaktır.. Anlam ve manasına vakıf olmadığın bir kitap kendi amacına uygun bir şekilde sana yol gösteremez ve senin aklına, kalbine ve ruhuna inemez, etki edemez.

 

Müslümanım demek başka, müslüman olarak yaşamak bam başkadır..

 

Allah’; insanların hayatın her alanında dikkat etmesi gerektiği en önemli konuların AHLAK’i davranışlar olduğunu açıklamaktadır. Bu sebeple hurafe ve uydurmaların İslam dininin içerisine eklenmesi kadar, bu tarz hurafeleri de din olarak kabul eden ve bu hurafelere sorgusuz inananların da kendi inandığı dini araştırmaları, düşünmeleri ve bu anlamda sorgulamaları gerekmektedir. Kesin olan bir gerçek vardır. O da Allah kelimelerinde ve sözlerinde kesinlikle ve kesinlikle hata yapmaz.

 

İNSANLARIN YARADILIŞI KONUSUNA GERİ DÖNERSEK AYETLER IŞIĞINDA..

 

Nisa Suresi 1. ayetindeki “halakakum min nefsin vahidetin” “sizi bir tek nefisten yarattı” ifadesindeki “bir tek nefise” “bir hücre” diyor. “ve halaka minha zevceha” kısmında bulunan “minha zevceha” daki “ha” zamirLERİNİ “nefsi vahide” ye götürerek “bir tek nefistende BİR TEK NEFSİN EŞİNİ YARATTI” diyor. Yani Allah önce bir hücre yaratıyor sonra o hücredende eş bir hücre daha yaratıp “ve besse minhuma ricalen kesiran ve nisaen” “bu iki hücreden birçok erkekler ve birçok kadınlar yarattı” diyerek ilk yaratılışta bir insan yoktu, birçok insanlar vardı kurgusunu oluşturuyor.

 

Hucurat Suresi 13. Ayette “Ya eyyuhen nasu inne halaknakum” “ey insanlar sizi biz yarattık” “min zekerin ve unsa” “bir erkek ve bir dişiden.” Buradaki erkeğe Adem, dişiye Havva diyorlar. Halbuki buradaki “zeker” den kasıt Adem olsaydı, “ünsa” dan kasıtta eşi olsaydı bu ifade böyle gelmeyecekti. Bu ifade “Ya eyyuhen nasu inne halaknakum minez zekeri vel unsa” şeklinde gelecekti. Yani “zekerin” ve “ünsa” elif lam takısı alarak gelecekti. Yani o bilinen erkekten ve o bilinen kadından ifadesi tercih edilecekti. Bu zorunluluk olacaktı. Böyle gelmediği için bir erkek hücre ve bir dişi hücre tercümesi burada yapılabilecek en doğru tercümedir.

 

Zümer Suresi 6. Ayette “halakakum min nefsin vahidetin” “sizi bir candan yarattı Allah.” Bir can, bir cevher, ilk bir kaynak… “summe ceale minha zevceha” “o kaynaktan eşinide yarattı” “ve enzele lekum minel enami semaniyete ezvacin” “o arada sizin için sekiz çift canlı indirdi.” Sekiz çift canlıdan veya hayat sahibi varlıktan söz ediyor. Birden çok çiftin o ilk yaratılışta söz konusu edildiği Zümer Suresi 6. Ayette geçiyor.

 

Fatır Suresi 11. Ayette “vallahu halakakum min turabin” “Allah sizi topraktan yarattı.” Hepimizi… Hatta Nuh Suresinin 17. Ayetinde “vallahu enbetekum minel ardı nebata” “Allah sizi arzdan bir bitki olarak bitirdi” diyor. Herkesin bir toprak geçmişi var. Hepimiz toprağın bir sülalesinden vücut bulmuş bir organizmaya sahip kılındık. Yani topraksız insan yok. Hepimizin toprakla yaratılış anlamında bir geçmişimiz var.

 

Bizi bir topraktan yarattı. “summe min nutfetin” “sonra nutfeden yaratıldı.” Bu nutfe dediği şey aslında döllenmiş yumurtadır. Allah, ona insan Suresi 2. Ayette “nutfetin emşac” der. Yani döllenmiş yumurtadır. “summe.” Bakın hemen insanın insan oluşuyla alakalı o ilk bilginin yer aldığı cümlede diyor ki “summe” “sonra” “cealekum ezvaca” “sizi çiftler yaptı.” Çiftler… Bir çift değil. Bir kadın ve bir erkek demiyor. “Çiftler” çoğul kullanıyor. Öbür türlü olsaydı, “summe cealekum zevceyni” derdi. İki çift yani. Öyle demiyor. “Ezvac” çoğul demektir. Bir anda birden çok insan yaratıldı demektir.

 

Araf Suresi 10. Ayette “ve lekad mekkennakum fil ardı” “sizi yeryüzüne biz yerleştirdik” “ve cealne lekum fiha meayişe” “yeryüzünde sizin için hayat gerekleri neyse onları yarattık.” Allahu Teala biz yarattık diyor. “kalilen ma teşkurun” “ne kadar azınız şükrediyorsunuz.” Ve şimdi unutmayın. “ve lekad halaknakum” “sizi biz yarattık.” Bütün insanlara hitaben söylüyor. “summe savvarnakum” “sonra size suretler, şekiller verdik.” Sizi bak. Çoğul ifadeler kullanıyor.

 

Bizim içinde geçerli, ilk insan nesli içinde geçerlidir. “Sizi biz yarattık sonra size suretler verdik sonra” “kulna lilmelaiketi” “sonra meleklere dedik ki” “uscudu li ademe” “adem için secdeye kapanın.” Bakın insanlar yaratıldı. Ortalıkta insanlar var. Ve o insanların içerisinden Hz. Adem hani peygamber olarak görevlendiriliyor. Meleklerin acaba bunların halife kılınmasının hikmeti nedir diye sorusuna cevaben Allahu Teala Adem’e isimleri öğretmesinin sonucunda bilmeyenlerin bilenlere secde etmesi, bilmeyenlerin bilenler için secdeye kapanması (Destek olmaları) anlamında emrini veriyor. Ama ifade çoğul. “Sizi yarattık, size suretler verdik sonra meleklere dedik ki Adem için secdeye kapanın.” Demek ki ilk yaratılışta birden çok insan yaratıldı.

 

Ali İmran Suresi 33. Ayette “innallahestafa ademe” “Allah Adem’i seçti” “ve nuhan” “Nuh’u da seçti” “ve ale ibrahime” “İbrahim’in ailesini de seçti” “ve ale imrane” “İmran’ın ailesini de seçti.” Seçim için bir kişi varsa ona seçmek derler mi? Seçim için alternatif olması lazım. Nuh’un seçilmesi alternatifler arasındandır.
Nuh’un, İbrahim ailesinin ve İmran ailesinin seçilmesi anlaşılıyor. Alternatifler içerisinden onların belirlenmesi anlamında… Peki, ya Adem için ne diyeceğiz? “innallahestafa ademe” “Adem’i de seçti.” Demek ki başka Ademler de var.

Alıntı: https://www.facebook.com/derindusunmebirilimdir/posts/2150439378335866

ETİKETLER

adem’den önce yüzbin adem gelip geçmiştir
âdem’den önceki insan nesli
Âdem’den önce insanlar var mıydı
Hz Âdem ilk insan mi
âdem’den önce insanlar var mıydı
insandan önce dünya’da kim yaşadı
Hz Âdem kaç yıl önce yaşadı
Hz Âdem kaç yıl önce yaşadı Sorularla İslamiyet
Tüm Serigrafi baskı & Web Tasarım firmaları. Gülşafak serigrafi baskı